kerem serhatlı
Emekli Bölge Müdürü

KOÇGİRİ AYAKLANMASI

Koçgiri, Sivas’ın İmralı ilçesinde bir Kürt alevi bölgesidir. Sivas-Erzincan arasında, Koçhisar, Zara, İmralı, Suşehri, Refahiye ve Kangal çevresinde yaşayan 40 bin nüfusu ve 6 büyük kabilesi vardır Koçgiri’nin. Koçgirili Mustafa Paşa’nın, Alişan ve Haydar Bey (Ümraniye Bucak Müdürü) adlarında iki oğlu vardı.

EM KÎNE ?

KTC, Alişan Bey ve Baytar Nuri’ye Koçgiri ve Dersim bölgelerinde örgüt şubelerini kurma ve siyasi çalışma yapma görevleri verir. Bu çalışmalardan haberdar olan Mustafa Kemal, Sivas valisi Reşit Paşa vasıtasıyla, bunlarla görüşmek ister. Nuri Bey gitmez, Alişan Bey’le görüşen Mustafa Kemal kendisine, İngilizler’in desteklediği Bedirhaniler ve Cemilpaşazade Ekrem ve Elazığ valisi Ali Galib’in, Sivas Kongresi’ni basma planlarını ve Seyit Abdulkadir’in Kürdistan’ı kurma planlarını söyler, Erzurum Kongresi kararıyla Kürtler’in haklarının verileceğini, Sivas’tan da Alişan’la Nuri Bey’in mebus olmasını teklif eder. Alişan bu teklifi başlangıçta kabul etse de Nuri Bey’le görüştükten sonra ikisi de bunu red eder.

1921 yılı başlarında, Kangal’da Hüseyin Abdal Tekkesi’nde, başta Cambegan ve Karmeşan olmak üzere bölgede Kürt aşiretlerinin katılımı ile bir toplantı düzenlenir. Toplantıda Sevr’ in uygulanması, Diyarbakır, Van, Elazığ, Dersim ve Koçgiri’yi içine alan “bağımsız bir Kürt Devleti” kurulması kararlaştırılır. Temmuz 1921’de, Mısto komutasında Zara’ın Çulfa Ali Karakolu’na, arkasından Şadan Aşiret Reisi Paşo tarafından Refahiye’ye saldırılar olur. Mustafa Kemal, bir taktik ile, Alişan B

ey’i Refahiye Kaymakamlığına, kardeşi Haydar Bey’i de Ümraniye Bucak Müdürlüğüne tayin eder. Daha sonra Sivas yöresinde Zalim Çavuş lakaplı, Şadan Aşiretinden Hüseyin Ağa, Zara’ya saldırır. Ayaklanmayı bastırmaya gelen 6. Suvari Alay Komutanı Halis Bey esir alınır ve kurşuna dizilir. Subay ve erler tutuklanır.Alişan ve Haydar Bey’ler direnişçilere yardımcı olurlar. Kürtler’in de Ermeniler gibi sürülecekleri söylentileri halk arasında yayılınca ayaklanma büyür. Kemah’ta da halk kaymakamı tutuklayıp, yönetime el koyar.

Ayaklanan aşiretler, Koçhisar Celali Bucağından, TBMM’ ye bir telgraf çekerek, Koçgiri’nin özerk bir vilayet yapılmasını isteyip şu dilekte bulunurlar: “İstanbul Hükümeti gibi Ankara Hükümeti’nin de Kürdistan’ın özerkliğini tanıması, Mustafa Kemal’in bu konuda acilen yanıt vermesi, Elazığ, Malatya, Sivas ve Erzincan ceza evlerindeki tutukluların hemen salıverilmesi, bölgeden askeri birliklerin ve hükümet memurlarının geri çekilmesi”. Bu muhtıra, Baytar Nuri’nin babası İbrahim Efendi tarafından kaleme alınır.

Bunu takiben Batı Dersim Aşiret Reisleri adına TBMM’ ye 25 Kasım 1921’de şu başvuruda bulunulur: “ Sevr anlaşması gereğince, Diyarbakır, Elazığ, Van ve Bitlis’te bağımsız bir Kürdistan kurulması, aksi takdirde bu hakkı, silah zoruyla alacağımızı belirtiriz.” (Mumcu, sayfa:34-35). Alişan Bey Ovacık, Hozat, Çemişgezek’te aşiret reisleri ile toplantılar yapar. 45 bin milis kuvveti toplanır, bağımsız Kürdistan için yemin edildir. Bu yemine Seyit Rıza katılmamıştır. Nuri Dersimi, eylemi şöyle anlatıyor: “ Önce Dersim yöresinde Kürt istiklali ilan edilecek, Hozat’ta Kürdistan bayrağı çekilecek, Kürt silahlı güçleri (milis kuvvetleri) Erzincan, Elazığ, Malatya üzerinden Sivas’a gidecek ve Ankara Hükümeti’nden Kürdistan’ın istiklalinin tanınması istenecektir.”

Ayaklanmanın büyümesi üzerine, Merkez Ordusu Komutanı Nurettin Paşa (Sakallı) Genel Kurmaya bir plan sunar.Topal Osman’ın Giresun Alayını da emrine alır. 11 Nisan 1921’ de emrindeki tüm kuvvetleriyle ayaklananların üzerine yürür. Büyük ve kanlı çarpışmalar olur. 17 Haziran’da isyan bastırılır. Alişan ve Haydar Bey’ler teslim olurlar. Bazı aşiretler hükümetten yana tavır alırlar. Sakallı Nurettin Paşa ve Topal Osman bir bildiri yayımlayarak 272 eşkıyanın ölü,56 eşkıyanın sağ teslim alındığını, 113 köyün yakılıp yıkıldığını bildirirler (Mumcu, sayfa :27).

Ermeni lideri Boğos Paşa, Paris Barış Konferansı’na 12 Şubat 1919’da, Ermeniler’in tüm Kürdistan illerini kapsayan bölgeyi istedikleri önerisini götürür (Erzurum-Adana’nın doğusu). Eski Osmanlı Hariciye Nazırı, Kürt Sait Paşa’nın oğlu, Stokholm eski büyük elçisi Şerif Paşa ise bu illerin Kürtler’e ait olduğunu ve kendilerine verilmesini talep ediyordu. İstanbul Hükümeti gelişen bu durumdan tedirgindi. 10 Temmuz 1919’ da, Sadarette hükümet yetkilileriyle Seyit Abdulkadir başkanlığındaki Mehmet Emin Bedirhan, Mevlamzade Rıfat, Yüzbaşı Emin ve Binbaşı Avni Bey’lerden oluşan heyet arasında görüşmeler yapılır. Tartışmalardan sonra da “Özerk Kürd Devleti” üzerinde anlaşmaya varılır.Bu anlaşmaya göre Kürdistan bölgesine atanacak vali, Seyit Abdulkadir’in onayından geçecektir.

20 Aralık 1920’ de Boğos Paşa ve Şerif Paşa anlaşarak ortak bir muhtıra sunarlar. Bu muhtıra özetle şöyledir: “ Ermeni ve Kürd uluslarının anlaşarak, ulusların kaderlerini tayin hakkı ilkesi icabı, büyük devletlerden birinin koruması altında, Ermenistan ve Kürdistan devletlerinin kurulmasını, bizlere aydınlanma ve gelişmede yardımcı olunmasını, iki devlet arasında toprakların adil bir şekilde paylaşılmasını talep ediyoruz”. < Bu sıralarda, Seyit Abdulkadir Van ve Erbil bölgesinde, yeğeni Seyit Taha ve Sımko İran bölgesinde, Şeyh Mahmut Berzenci Süleymaniye’ de, Türkiye’deki örgütler Türkiye Kürdistan’ında özerk Kürdistan çalışmaları içerisindeler. Ermeniler’in de aynı bölgelerde hak iddiaları vardır. Dolayısıyla Ermeniler ile Kürtler ve Kürt liderler arasında nasıl bir anlaşma olacaktır? Çelişkiler nasıl giderilecektir?

23 Temmuz 1919’ da Erzurum Kongresi toplanmıştır. Kongre’de Mustafa Kemal şöyle söyler: “ Elazığ valisi Ali Galip, İngiliz binbaşısı Noel, Bedirhanilerden Kamuran, Celadet ve onbeş kadar Kürt atlısı, Malatya Mutasarrıfı Bedirhanilerden Halit Rahmi Bey tarafından karşılanmış. Bunların gayesi Rışvan Aşiretinden silah alarak bir Kürdistan kurmaktı.” Daha sonra askeri hazırlıklar başlayınca Ali Galip, Halil Rahmi, Hacı Kadir Ağa Halep’e kaçarlar. Binbaşı Noel de Rışvan Aşiretine sığınır.

1922 yılının ikinci yarısında Kemalistler artık Anadolu’daki zaferlerini garantilemiş, Kürtler’e ihtiyaçları kalmamıştır. Musul’u İngilizler’den almayı gözleri kesmediğinden, biraz daha petrol geliri sağlama ile meşguldiler. Aksine bir hareket, Süleymaniye bölgesinde 1918’ lerden beri egemenliğini sürdüren Şeyh Mahmudi Berzanci’nin güçlü ulusal hareketinin, Türkiye içine taşıması ihtimalini yaratırdı. Bitlis mebusu Yusuf Ziya Bey 6 Mart 1923’ te, TBMM nin gizli oturumunda “Musul’un Kürt tarihinde önemli bir yeri vardır. Bir insanı ikiye bölmek nasıl mümkün değilse, Musul’u da Türkiye’den ayırmak mümkün değildir.” demişti. Ergani Mebusu Emin Bey de “Musul’u satıyorlar” demektedir. Koçgiri İsyanı’nın bastırılmasından sonra Kürt ulusal hareketi 1924 yılına kadar suskunluğa girer. Bu arada Güney Kürdistan’da Şeyh Mahmudi Berzenci, Doğu Kürdistan’da Simko İsyanları devam ediyordu. “Milli Mücadele” diye adlandırılan yıllarda, Kürtler’in bir kısmının Kemalist hareketin arkasında toplanmasına neden olan belli başlı üç etken süreç içinde ortadan kalkmış ve Kemalistlerden uzaklaşmasına neden olmuştur. Kürt aydınlarının, Kemalistler’in Kürt ulusal varlığı ve ulusal haklarını tanıma konusunda verdikleri sözlere ilişkin ümitleri ve güvenleri kalmamıştır.Örgütlü Kürt güçlerinin başından beri Kemalistler’e güvenleri yoktur.Kemalistler manevralarla Kürtler’i yanına çekmeye çalışırken, diğer yandan Kürt örgütlülüğünü ortadan kaldırmaya çalışıyorlardı. Karar verme noktasına gelinmiştir artık: Ya Kemalistlerin anti- Kürt tasarrufları karşısında sessiz kalınacak, boyun eğilecek ya da bunun karşısında direneceklerdir; Kürt ulusal varlığı ve hakları savunulacaktır. Kürt yurtseverlerinin çoğu gelinen noktada, bağımsızlık düşüncesini benimsemiş ve AZADİ örgütü, Bağımsızlık düşüncesinde olanlar tarafından kurulmuştur.



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol